Kemal AVCI

 

 

Şehit Düştüğü Tarih: 3 Haziran 2016

 

Şehit Düştüğü Yer: Bolu Devlet Hastanesi

 

Doğduğu Tarih: ……

 

Doğduğu Yer: …….

 

Mezar Yeri: Sivas Yıldızeli

 

 

Hapishanede özgür tutsak olarak mücadelesine devam ederken, mide kanseri olan Kemal Avcı Türkiye hükümetinin tecrit işkencesi sonucu hastalığı ilerledi ve geri dönülmez noktaya geldi. 7 Temmuz 2017'de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Kemal Avcı tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Hapishanesinde kalırken 2011 yılında kansere yakalandı. Tahliye edildikten sonra tedavi için gittiği Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünden 2012’de yeniden gözaltına alınarak Tekirdağ F Tipi Hapishanesine konuldu. Hastalığı burada ilerleyen ve midesinin 4’te 3’ü alınan Avcı, Edirne’de 20 gün hastanede kaldıktan sonra yeniden hapishaneye götürüldü. Burada defalarca kanama geçiren Kemal için TAYAD'lılar öncülüğünde “Kanser Hastası Tutsak Kemal Avcı Serbest Bırakılsın” kampanyası örgütledi. Mücadele sonucunda Kemal Avcı, 2013’ün Ağustos ayında serbest bırakıldı. Tedavisine dışarıda devam edilmesine rağmen kanser bütün vücuduna yayıldı. Hastalığı ilerleyen Avcı, ocak ayında İstanbul Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesine yatırıldı ve iki hayati önemde ameliyat geçirdi. Hastalığı sebebiyle 45 kiloya düşen Kemal, hakkındaki eski davalarından birinin cezasının onaylanmasıyla Nisan 2016'da tekrar tutuklanarak hapishaneye götürüldü. Tekrar uzun süren mücadeleler sonucu tutuklu bulunduğu Silivri 2 No’lu L Tipi Hapishanesi’nden 11 Temmuz 2016 tarihinde tahliye edildi. Tahliyesi sonrası tedavisi devam ederken, 7 Temmuz 2017'de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Tecrit öldürür gerçeğinin en yalın halini Kemal Avcı’nın ömrünün çalınmasında bir kez daha gördük.

 

 

***

 

Hasta Tutsak Kemal Avcı’dan Mektup

 

Dört bir yanı taş duvarlarla çevrili şu karanlık hücremden bir kez daha sesleniyorum sizlere… Duyuyor musunuz beni? Çok uzaklardan değil, sadece konuştuğunuz için tıkılabileceğiniz hapishaneden sesleniyorum.

Hayat bir su misali akıp giderken, yaşamlar söndürülüyor buralarda… Geleceksiz ve umutsuz bırakılmak isteniyoruz. Her gün yeni hayatlar sönüyor, yeni acılar ekleniyor anaların yüreğine… Ölümün kıyısına gelmiş hasta tutsaklar olarak her gün daha da çoğalıyoruz. İşte ben o umudu kırılmak istenen, ölümün kıyısına getirilen hasta tutsaklardan sadece bir tanesiyim. Ben bu umudu yaşatmak için yüreği güzel duyarlı insanlara sesleniyorum. Ben artık ölümün kıyısında değil, tam ucundayım. Zaman denen o mukaddes şey saniyesi, dakikasıyla annemin yüreğine acı koymak için çalışıyor. Evet ben ölüyorum. Kör karanlık bu hücrelerde sessizce, sinsice ve de kalleşçe öldürülmek isteniyorum. Onurlu bir yaşam, özgür bir gelecek  ve adaletli bir dünya istediğim için faşizmin zindanında kanser illetiyle katledilmek isteniyorum. Onursuzluğu dayatıyorlar bana. Dört duvar arasındayım ama yine de teslim olmamı istiyorlar, yani tek kelimeyle pişmanlık duymamı istiyorlar. Yoksa... Yoksası malum. Bu beton duvarlar arasında acılar içinde kıvranarak ölmek. İşte size bunun için sesleniyorum. Buna izin verecek misiniz? Ben bu vatanın, bu halkın çocuğuyum. Ben sizin oğlunuz, kardeşiniz arkadaşınızım… Ben sizden biriyim. Sizin yüreğinizdeki söz olduğum için tutuklandım. Benim şahsımda öldürülmek istenen sizsiniz. Umudu kırılmak istenen bu halk…

2013 Mayıs’ında tanıştım bu illetle. Hapishanelerin soğuk ve nemli duvarları, devletin  tecrit politikası, 8 yıldır yaşatılan işkenceler bana bu hastalığı bulaştırdı. Halkımızın ve yoldaşlarımın sahiplenmesi ve kararlı direnişiyle 2013’ün Ağustos’unda tahliye edilmiştim. Lanet hastalık bırakmadı peşimi 2015’in ekiminde kötü huylu olan bu illet yeniden nüks etti. Ölümcül 2 ameliyat geçirdim. 90 kilodan 45 kiloya düştüm. Midem komple, bağırsaklarım ve ciğerimin bir kısmı alındı. Kalan birkaç nokta kanseri de kemoterapiyle temizlemeye başlamışlardı ki zalim işin başına geçti. Daha önce sizlerin sahiplenmesiyle öldürmeyi başaramamışlardı. Ve işte şimdi sessizliğin hakim olduğu bu zamanlarda yarım kalan işini bitirmek istiyor. 2007’den kalan bir dosyamdan 10  yıl bir cezam onaylandığı gerekçesiyle tedavi gördüğüm hastaneden alıp tutukladılar beni. Hastalığım ortada, raporlarım ortada, durumum gözle görülür biçimde ortadayken yine tutuklandım. Oysa yasalar açık, tahliye edilmem gerekiyor. 2013’ün Ağustos’unda neden tahliye edildiysem yine edilmek zorundayım. Bilirsiniz ki bu hastalığın tedavisi temiz hava sağlıklı beslenme ve moral… Bunların baş harfleri bile burada bulunmaz. Her şey ortada. Doktorlar “hapishanede kalırsa ölür” diyorlar… Tek kelimeyle “ölür”…

İşte bu yüzden sesleniyorum size…

Ölmeme izin verecek misiniz? Sıranın size gelmesi için oturup bekleyecek misiniz? Halkımızın elleri de yüreği de büyüktür. Bırakmaz zalime evladını, sarıp sarmalar ve yine bırakmaz faşizmin ininde evladını, çekip alır. Daha önce yaptı. Yine yapması için engel yok. İşte bu yüzden sesleniyorum sizlere. Yüreğimin içinde yürek sesime ses olun. Hapishanede sağlıklı bir tedavimin mümkün olmadığını herkes bilir. Sağlığım geri dönülmez bir noktaya geldi. Tedavim türlü nedenlerle engelleniyor ve ölüm kapıdan içeri girdi. Son hamlesini yapmak üzere…

İnanmak  başarmanın ilk adımıdır. Ben inanıyorum sizlere. Sesime ses yüreğime umut olacağınıza inanıyorum. Kazanacağımıza inanıyorum. Önce zalimi, sonra bu illeti yeneceğimize inanıyorum. Yarın sıranın size gelmemesi için bu adımı  hep birlikte atalım. Biz hasta tutsakları ölümün kıyısından çekip alın, elimizden ve yüreğimizden tutun. O çok sevdiğimiz yaşamla buluşturun bizi.

Tüm yüreği güzel insanların bu zulme karşı mücadele edeceğinize olan inancımla hepinize sevgi ve saygılarımı gönderiyorum…

Yaşamak ne ki

Ölüm ne

Kavga bitmez ben

Öldüğümde…

KEMAL AVCI

(SİLİVRİ 2 NOLU L TİPİ HAPİSANESİ, HASTA TUTSAK KEMAL AVCI)

07.07.20106

 

 

Hakkında Daha Geniş Bilgi İçin...

 

Yoldaşları, yakınları Kemal Avcı’yı Anlatıyor:

 

Geri